Yıl 2017. Modern ve kalabalık bir şehirde, iki yabancının yolları kesişir. Mia, stresli bir iş toplantısından çıkmış, hızlı adımlarla metro istasyonuna doğru ilerlemektedir. Günün yorgunluğu yüzünden okunurken, aklında bir an önce eve gidip dinlenmek vardır. Metro istasyonunun kalabalığında, peronda bekleyen gizemli ve çekici bir adam olan Luke ile göz göze gelir.
Metro gelmek üzeredir, kalabalık artmakta, gürültü yükselmektedir. Ancak Mia ve Luke için zaman durur. İkisi de bu anın büyüsüne kapılır, aralarındaki çekim anında hissedilir hale gelir. Metroya binmeden önce Mia, Luke'un yanına yaklaşır. Gözlerindeki derinlik ve gülümsemesindeki sıcaklık, Mia'yı büyüler.
Birbirlerine birkaç adım uzakta dururlar, sözcüklerin gereksiz olduğu bir anı paylaşırlar. Kalabalığın ortasında, metro gürültüsünün ve insan seslerinin arasında, ikisinin de kalpleri hızla atmaya başlar. Mia, Luke'a yaklaşır, gözlerinde bir davet vardır. Luke, Mia'nın elini tutar ve onu istasyonun bir köşesine çeker.
Bu kısa sürede, zamanın ötesinde bir bağlantı kurarlar. Luke, Mia'yı duvara yaslar, yüzünü elleri arasına alır ve tutkulu bir öpücükle onu kendine çeker. Öpücük, her ikisi için de arzularını ve tutkularını ifade etmenin en saf yolu olur. Eller, bedenler birbirine karışırken, Mia ve Luke, üç dakikalık bu anı sonsuzmuş gibi yaşarlar.